Author Archive
Şah hemen bitişiğindeki karelere gidebilir, tek hamlede daha uzak karelere gidemez.
Şah satranç oyununda her şey demektir; şah esir alınca oyun sona erer. Şah her yönde tek kare hareket edebilir. Şekilde şahın gidebileceği kareler işaretlenmiştir |
|
(Şah tahtadaki en önemli taştır) İki şah asla yan yana gelemezler! (Karikatürdeki gibi bir sahne asla olamaz)
Şah sadece çarpı ile işaretlenen karelere gidebilir. İlk örnekte şah istediği kareye gitmekte serbesttir. İkinci örnekte KALE’nin tehdit ettiği karelere gidemez, ama kaleyi alabilir. Üçüncü örnekte sadece kalelerin tehdit etmediği tek kareye gidebilir.(Kaleler korunduğu için alamaz.) |
Filler çapraz hareket eder.
Oyunun başında her iki tarafında bir siyah ve beyaz olmak üzere iki fili vardır.
Bir fil tüm maç boyunca aynı renk karelerde dolaşabilmesi en büyük dezavantajıdır.
Fakat iki fil birbirini tamamlayarak taşların basit toplamından daha güçlü hale gelebilir.
Şekilde fil at veya kaleyi alabilir ve işaretli olan karelere gider.
At diğer figürlere benzemeyen ve daima sıçramadan ibaret olan orijinal bir hareketi vardır. Atın bu hareketi yatık veya dik herhangi doğrultuda iki hane ilerledikten sonra sağ veya solda bulunan herhangi bir kareye oturmasından ibarettir.
Atın en büyük dezavantajı hareket yeteneğinin kısıtlı olmasıdır. Örneğin a1 hanesindeki bir at h8 hanesine gidebilmek için altı hamle yapması gerekirken bir fil tek hamlede bunu başarabilmektedir.
Şekilde at e4 karesinde bulunmaktadır ve kırmızı ile |
At diğer figürlerin üstünden atlama yeteneğine sahip |
At f6 karesinde bulunan piyonu alabilir. |
Kale, yatay ve dikeylerde düz hareket eder.
Kaleler dik ve yatay sütunlarda hareket ederler. |
Diğer taşlar kalenin hareketini kısıtlar. |
Kale yukarıdaki gibi taş alır. |
Piyonlar düz olarak ilerlerler.
Piyonlar açılışta (ilk hamlelerinde) isterlerse
|
Piyonlar önlerinde taş bulunduğu zaman ilerleyemezler. |
Piyonlar tek kare çapraz olarak alabilirler. | Piyon bir önceki diagramdaki kaleyi almıştır. |
Piyonlar gidebilecekleri son kareye ulaştıkları zaman istedikleri herhangi |
Şekilde siyah piyon herhangi bir taşa dönüşebilir.
Beyaz piyon ise iki taşı alabilir veya ilerleyebilir.
GEÇERKEN ALMA (EN PASSANT)
Piyonlar için geçerli olan bir diğer alma şeklidir.
Bu yeni başlayanların en fazla gözden kaçırdığı hamledir..
Beyaz eğer gösterilen şekilde oynadıysa siyah hemen sonra beyaz taşı alabilir.
Şah olduğumuz en önemli taş olduğu için mümkün olan en güvenli noktaya taşımak önemli bir noktadır. Aynı zamanda kalenin de oyuna girmesi için rok yaparız.
Rok yaptığımızda şahımızı iki kare sola veya sağa kalemizi de şahın diğer tarafına taşırız. Aşağıdaki diyagramlarda nasıl rok yapıldığı gösterilmiştir.
Küçük (Kısa) Rok
Uzun (büyük) Rok
Eğer şah veya kale daha önce oynamışsa Diyagramda büyük rok yapılamaz |
|
Şah ve kale arasında taş bulunmamalıdır. Diyagramda büyük rok yapılamaz |
|
Şah kiş altında bulunmamalıdır. |
|
Şahın geçeceği kareler rakip taşların kontrolü altında bulunmamalıdır. |
|
Şahın geçeceği kareler rakip taşların kontrolü altında bulunmamalıdır. |
Şah Çekme
Şahın rakip bir taş tarafından tehdidine şah çekme (kiş) denir.
Satrançta temel amaç şahı esir almak olduğu için böyle bir durumda aşağıda
belirtilen şekilde hareket edilebilir.
Rakip şah çektiğinde aşağıdakilerden birini yapmalıyız:
-
Şah tehdit altında olmayan bir kareye kaçmalıdır.
-
Tehdit eden taşla, şah arasına bir taş konulmalıdır. (Tehdit eden
taş at ise bu madde geçersizdir.) -
Tehdit eden taş alınmalıdır.
|
|
|
|
Şah fil tarafından tehdit |
|
|
|
|
|
YAPILABİLECEK OLAN |
|
|
|
|
|
Araya taş koyma |
Şahı kaçmak |
|
|
|
|
|
|
|
Tehdit eden taşı alma |
|
Şah çekildiğinde daha önce belirttiğimiz üç madde
uygulanamıyorsa MAT olmuştur.
Siyah şahını kaçamaz, araya taş koyamaz ve veziri alamadığı için
mat olmuştur.
Aşağıda bazı mat örnekleri;
|
Beraberliğin altı yolu vardır;
1. Sürekli Şah
Eğer bir taraf sürekli olarak aynı şekilde şah çekme olanağına sahip ve diğer tarafından bundan kurtuluş şansı yok ise beraberlik olur.
2. PAT
Eğer bir tarafın şahı kiş altında değil ve kurallara uygun bir hamle yapamıyorsa PAT olur.
3. Mat Edecek Taşın bulunmaması
Eğer iki tarafında mat edecek yeterli materyali bulunmuyorsa beraberlik olur.
-
Tahtada sadece iki şahın bulunması
-
Şaha karşı şah ve fil
-
Şaha karşı şah ve at
-
Şaha karşı şah ve iki at
4. Hamle tekrarı
Eğer aynı pozisyon tahta üstünde üç defa oluşmuşsa beraberlik olur.
5. Elli Hamle Kuralı
Eğer iki tarafta elli hamle boyunca piyon sürmemiş veya taş almamışsa berabere olur.
6. Anlaşmalı Beraberlik
İki tarafta oyunun beraberlikle sonuçlanacağına inanırsa beraberlikte anlaşabilir.
Tarihte bayanların satranca olan ilgisini ilk kez zamanımızdan 4000 yıl önce yaşamış Mısır kraliçelerinden Nefertiti’nin piramidi üzerindeki kabartmalardan anlıyoruz. Bu sizce acaba bir tesadüf mü yoksa kadınların tarihten bu yana ne kadar akıllı olduklarını gösteren bir belge midir?
Yine 10. YY’ın en meşhur mat hikayesi olarak söz edilen “Dilaram Matı” kadınların bu oyuna perde arkasından ne kadar ilgi gösterdiğinin diğer bir belgesidir. Arap şeyhleri arasında oynanan iddialı satranç partisinde ortaya ödül olarak konan “Dilaram” çok sevdiği kocasından ayrı düşmemek için matı kocasının kulağına fısıldamıştır!
1200’lerde yazılmış ve yaşanmış bir Fransız romanı olan “Huon de Bordeau*”da, Huon; kazanırsa, Kral Ivory’nin kızıyla geceyi birlikte geçirmek, yenilirse başının kesilmesi koşuluyla satranç oynamıştır.
14. YY’ın başlarında Avrupa’da satranç taşları içine kraliçe anlamına gelen “Queen” de girmiştir. Bu, kadınların zaferi değil de nedir?
17. YY’da Kral *IV. Loui onuruna oynanan “Balets des Eshecs” ve 1 Haziran 1937’de Champs Elysees’de sahnelenen “ŞahMat” adlı satranç balelerinde kadının yer aldığı aşk ve ölümün karşılıklı mücadelesi anlatılmaktaydı.
1997 yılında ülkemizde sahnelenen ilk Türk Satranç Balesi, 23 Nisan gösterileri esnasında Fenerbahçe Stadı’nda yaklaşık 25 bin seyirciye sunuldu. “Sertaç ile Svetla” adlı bu oyunda; satranç turnuvasında güzel bayan oyuncuya aşık olan usta, ülkesine döndükten sonra aşık olduğu kızla oynadığı partiyi analiz ederken hayale dalar ve kendisini siyahların piyonu, aşık olduğu kızı da beyazların kraliçesi olarak görür ve ona ulaşmaya çalışır. Bu gizli aşkı anlatan oyun, toplumlar arasındaki farklılıkları ve çelişkileri hicvederek belirsizlik içinde sona erer.
Gürcistanlı büyük usta Eduard Gufeld ise Ukrayna’da bir turnuvada tanıştığı bayan ustaya şöyle diyerek yaklaşır; “Sen benim için d8’deki Vezirsin, bense d7’deki piyonum (Diz çökmüş bir adamın reverans yapması gibi). Bu yaklaşım kızın hoşuna gider ve ustanın aşkına karşılık verir. Gufeld, bu mavi gözlü, sarışın güzel kızın adının Bella, Rus adının ise Diminutiv Bellotschka olduğunu öğrenir, ancak o turnuvadan sonra her yerde aradığı halde bir türlü bu güzel Rus kadınına bir daha hiç rastlamaz ve Büyük Usta Gufeld çok zeki olan bu kadının aşkıyla yıllarca kavrulur.