Author Archive
Satranç Sözlüğü
A
Açarak şah: Bir taşın oynayarak, diğer bir taşın önünü açmak suretiyle şah çekmesi.
Ajurne : Turnuvada belirli bir zaman zarfında tamamlanamayıp başka bir güne bırakılan parti (Çok eskilerde kaldı..)
Açmaz: Yerinden kaldırılınca kendi Şah’ını rakibin atağına açık bırakan bir figür veya bir Piyon’un durumunu anlatan deyimdir.
Ağır figürler: Vezir ve Kale’ler.
Aktif satranç: Taraflara verilen toplam sürenin 30 dakika olduğu oyunlar.
Ayrık Er: Komşu düşey sütunlarında aynı renkten başka Piyon bulunmayan Piyon.
B
Bekleme hamlesi: Başlıca amacı oyun sırasını rakibe bırakmak olan hamle
Blitz (Yıldırım): Taraflara genelde en çok 5 dakikanın verildiği hızlı oyun tarzı
Boğmaca matı: Şah’ın kendi taşlarıyla sıkıştırılması sonucunda At’la yapılan mat
C
Caissa (“Kaisa”): Mitolojide satranç ilahesi
Çatal: Bir Piyon’un iki figüre karşı aynı anda hücumu
Çifte şah: Bir taşın hareketiyle hem hareketlenen taşın hem de aynı taşın yolunu açması sayesinde başka bir taşın şah çekmesi durumu.
Ç
Çoban Matı: Oyunun ilk hamlelerinde Vezir ve Fil ile f7 ve f2 haneleri üzerinde yapılan mat.
Örneğin:1.e4 e5 2.Fc4 Ac6 3.Vf3 d6?? 4.Vf7 mat
D
Daimi şah: Sürekli şah veya devamlı şah. Şah’lardan birinin rakibin şahlarından doğru oynanması halinde kurtulamama durumu
Değirmen: Açma şahı kullanarak kurulan taktik bir motif.
Değişme: Tarafların taş alıp vermeleri.
Diyagonal (çapraz): Yan yana ve aynı renkli kareler.
Duble Piyonlar: Üstüste piyonlar (erler). Aynı renkte iki Piyonun bir düşey sütun üzerinde bulunması.
E
En Passant (“e.p” “Geçerken”): İlk karesinde bulunan bir Piyonun iki sürülmesi sonrası, yanyana pozisyon elde ettiği rakip Piyon tarafından alınabilmesi durumu. Bu hak ilk hamlede kullanılmazsa ilerleyen aşamalarda bir daha o durum için kullanılamaz.
Etüd: Taraflardan birinin koşulan şartlara göre oyunu kazanmak veya beraberliği sağlamak zorunda bulunduğu, dizili bir durumdur.
F
Feda: Belli bir amaç uğruna taraflardan birinin sahip olduğu materyalden vazgeçmesi.
Fianchetto: Filin büyük çapraz sütun üzerinden gelişmesi.
FM: Usta için kısaltma (FIDE Master)
FIDE: Federation International des Echecs=Uluslararası Satranç Federasyonu.
Figür: Taş, alet. Piyonlar haricindeki diğer taşlar için kullanılan ifade.
G
Gambit: Hızlı gelişim amacıyla er veya figür feda edilerek oynanan açılış.
Geçer Piyon: İlerleyişi rakip Piyon’larla engellenemeyen Piyon
GM: Büyükusta için kısaltma (Grand Master)
H
Hafif figürler: Fil’ler ve At’lara verilen genel isim.
I
İsviçre Sistemi: Turnuvaların organizasyonu için bir sistem
IM: Uluslararası usta için kısaltma (International Master)
J
J’adoube (“Jadub”): Herhangi bir taşı düzeltirken, oynama zorunluluğunda kalmamak için söylenen söz. Düzeltiyorum anlamına gelir.
K
Kalite: Kale ile hafif bir figür arasındaki kuvvet farkı. Bir hafif figürü rakibin Kale’siyle değişmeye kalite kazanmak denir.
Kanat: Satranç tahtası iki kanattan oluşur. Vezir’in bulunduğu yarıya Vezir kanadı, Şah’ın bulunduğu yarıya Şah kanadı denir.
Kombinezon: Hamle zorunluluğu içeren fikir yapılarına denir.
Kompansasyon: Feda edilen materyale karşı elde edilen girişim üstünlüğü
Karşı hücum: Hücumu defanstaki tarafın hücumla yanıtlaması.
Konsültaston (Danışma) Partileri: Tarafların (veya yalnız bir tarafın) 2-3 kişi tarafından oluşturulduğu oyunlara denir. Taraflar farklı yerlerde bulunurlar ve taşları hareket ettirme şansına sahiptirler.
Körleme: Tahtaya bakmadan, notasyon aracılığıyla oynanan oyun.
M
Manevra: Figürleri daha iyi konumlara getirebilmek veya rakip kampta bir takım zayıflıklar yaratmak amacıyla yapılan hamlelere denir.
Mat ağı: Şahın, açık bir yerde, mat tehlikesini içeren kuvvetli hücumlara uğramasıdır.
Merkez: d4, d5, e4, e5 karelerine verilen ad.
N
Notasyon: Bir oyunun, daha önceden belirlenmiş koordinat kurallarına göre yazılması.
P
Piyon: Er
Piyon zinciri: Bir çapraz sütun üzerinde aynı renkten birkaç piyonun sıralanmasıdır, c7, d6, e5, f4 gibi.
Problem: Taraflardan birinin mat ettiği kompozisyon.
S
Satır: Yatay
Satranç körlüğü: Açık, basit bir hamlenin oyuncunun gözünden kaçması.
Simultane: Çok masa gösterisi. Bir ustanın pek çok sayıda rakibe karşı aynı zamanda oynamasıdır.
Sütun: Dikey
Ş
Şah Çekme: Şahı tehdit etmek. Kiş çekme
T
Taşlar: Şah, Vezir, Kale, Fil, At ve Piyon’ların tümünü kaplayan bir deyimdir.
Tempo: Bir tempo = bir hamle birimi. Tempo kaybı zaman kaybını ifade etmek için kullanılır.
V
Varyant: Sürdürüm veya devam yolu. Belli bir amacı güden hamle zinciri.
Y
Yarı açık hat: Üzerinde yalnız bir Piyon bulunan düşey sütun.
Z
Zayıf hane: Zayıf kare. Rakip figürlerin hücumu karşısında savunulması zor olan karelerdir. Genelde bu tür kareler piyon desteğinden de yoksundurlar.
Zeitnot(Zaman kıtlığı, Tzaytnot): Saatle oynanan oyunlarda zaman sıkışıklığını ifade için kullanılır.
Zugzwang (Almanca, tsugtsvang): Oyun sırasında bir hamle yapmak gerekliliğinin çekinilecek olduğu durumlara denilir.
“Satrançta rakibinin amacını kim iyi sezebiliyorsa genellikle o kazanır. O halde bir oyuncu mantık ve hayal gücü yanında ruh biliminden de yararlanmak zorundadır. Karşımızdakinin karakterini anlayabilme yeteneği satrançta büyük üstünlük sağlar.”
Jose R. Capablanca
“Ben dikkatimin tümünü satranç tahtasına veririm. Rakibimin kişiliği beni ilgilendirmez; karşımda bir soyut kavram, bir otomat olsa ne fark eder?”
Wilhelm Steinitz
Tahtasız oyun; tahtaya bakmadan oynanan oyun demektir. Vaktiyle Araplar tarafından oyanan bu oyun tarzı geçen asırda büyük bir gelişmeye ulaşmıştır. P.Morphy tahtaya bakmadan simültane olarak (aynı zamanda ) sekiz, Zukertort on parti oynamışlardır. Bazı (tahtasız) simultane rekorları şöyledir.1902 Pillsbury 21,1919 Réti 24, 1924 Breyer 25, Aljehin oldukça kuvvetli partnörlere karşı +16-5=5 , 1929 Réti +20-2=7, Koltanowski 1933 yılında +20-0=10 !!,Najdorf +39-2=4 ve 1970 yılında 62 Janos Flesch 62 parti oynamıştır.
Futbol ile satrancın en büyük farklarından biri; futbolda oynayabilmek için rakibinizin hamlesini beklemek zorunda olmamanızdır. Ayrıca satrançta rakip çok sinirlenip kafanıza piyon fırlatmadıkça sakatlanma riskiniz yoktur. Satrancın ömür boyu oynanabilmesi ise en büyük avantajı tabi ki birçok kişinin başına geldiği gibi altı yaşındaki bir çocuğa yenilmeye, ne kadar taammül edilebilirse. Satrançta rakibinizle oyunu berabere sonuçlanması bakımından rahatça anlaşabileceğiniz halde, bu futbolda şike olarak değerlendirilir. Futbolda her pozisyona müdahele eden hakem yerine, satrançta ki hakemler daha çok yargıca benzetilebilir. Olumsuz tezahurat yönünden ise futbol hakemleri daha şansız heralde…
Bir ustanın birçok rakibe karşı aynı andaa oynaması. Buna ait bazı rekorlar şöyledir: 1922 Cleveland Capablanca 103 parti oynamıştır ve sadece biri berabirlikle sonuçlanmış, diğerlerini kazanarak erişilmesi aşağı yukarı imkansız bir rekora imza atmıştır.
1922 Montreal Marshall +126-8=21,1950 Sao Paulo Najdorf +226-10=14, 1949 San Fransisco Koltanowski +251-3=17, 1977 Den Haag’da Hollandalı usta Böhm 460 parti oynamış. Sonuç +390-21=49 Bu simultane 26 saat sürmüştür!
Kasparov Türkiye’ye gelip Çırağan Sarayı’nda 29 genç oyuncuyla karşılaşmıştır. Dünya şampiyonu 28 maçı kazanırken, Tamer Karatekin beraberlik elde etmiştir. Karpov ise Umut Atakişi’ye simultane maçında kaybetmiştir.
Kasparov Dünya Satranç Şampiyonluğu maçına ilk defa 1985 yılında 22 yaşındayken çıktı. Dünya Şampiyonu olabilmek için gerek koşul bir tarafın altı maç kazanmasıydı. Karpov o zamanın dünya şampiyonuydu ve ünvan maçına oldukça hızlı başladı. İlk dokuz parti sonunda skor 5 1/2 : 2 1/2 oldu. Artık herkes Kasparov’un şansı kalmadığına inandığı zaman, Kasparov anladı ki şimdiye kadar uyguladığı oyun tarzı yanlıştı.
Maçlara yepyeni bir taktikle, beraberliklerin sayılmamasından da yararlanarak, kuvvetle direnmeye başladı. Kasparov genç olma avantajından yararlanmak istiyordu. Böylece satranç tarihinde eşi olmayan bir beraberlik serisi meydana geldi; 27. partiye kadar olan tüm partiler berabere bitti. Ancak 27. partiyi tekrar Karpov kazandı ve otoritelere göre artık Kasparov’un durumu ümitsizdi. Çünkü en ufak bir hata Kasparov’un sonu olacaktı ve Karpov artık sabırla o şansı bekliyordu. Ancak Kasparov’un taktiği işe yaramaya başlamıştı ve Karpov artık maçların başlangıcıda ki gibi oynayamıyordu. Buna rağmen 31. maçta üstün duruma geçmesi ve kazancı kaçırması onu kötü etkiledi. Çünkü 32. maçı kaybetti. Böylece rakibini 6:0 yenerek ‘psikolojik kompleks ‘ yaratma düşünceleri de suya düşmüş oluyordu. Bundan sonra beraberlik serileri 14 maç daha devam etti ve 47. ve 48. mçlarda Karpov ağır yenilgilere uğradı.
Ancak tam bu sırada FIDE (Satranç Federasyonu) araya girdi ve maçları iptal etti. Buna gerekçe olarak maçların 5 ay devam etmiş olmasına rağmen bitmemiş olmasını gösterdi. Heralde Karpov’un 15 kilo kaybedip hasteneye kaldırılmış olması da etkili olmuştur.
Bu ikilinin birbirine olan duygularınu anlatabilmek için, 1990 yılında yapılan bir röportajdan alıntı;
Der Spiegel:Bir restoranda sadece Kasparov çiftinin oturduğu masada iki boş koltuk bulunduğunu görürseniz, nasıl bir tavır takınırsınız?
Karpov:Günler boyu hiçbir şey yemeden durabilirim!
Satranç ve Aşk
Bir büyük filozofunda dediği gibi: ‘Hayat bir oyundur ve gerçek olan tek oyun hayattır.’
“Benim için, satranç hayattır ve her oyunda yeni bir hayat. Her satranç oyuncusu, ömürleri boyunca birçok hayat yaşamaktadırlar. Satranç oyuncuları aktörler gibidirler; bir gün Hamlet bir gün Romeo olurlar. Fakat aktörlerden farklı olarak bir senaryoya bağlı kalmak zorunda değildirler, onlar hem oyuncu hem yönetmendirler.
Böylece satranç metaforları ve imgeler gerçek hayatta yol gösterici olarak kullanılabilir. Örneğin bunların aşkta kullanıldığını düşünelim. Satranç oynayan güzel bir adam hakkında anlatılan bir hikayede: Adam, kızın dikkatini çekebilmek için yaptığı tüm uğraşlar boşa gider. Birgün kızın dikkatini çekebilmek için şöyle bir şeyler yazar: ‘Sen benim için d8’de ki vezir ve ben de d7 de ki piyonum!!’. Bundan sonra kızın kalbini kazanmış ve mutlu bir yaşam sürdürmüşler. ” Gufeld