Bir yerlerde satranç oynayan iki insan keşfettiğinizi varsayalım. Olası arkeoloji bilgilerinizi boş çıkaracak bu keşfinizi değerlendirebilmeniz için özel bir formasyon gerekiyor. Büyük olasılıkla sizi görüp duymayacaklarından fark edilme kaygısı duymadan beklemede olan tarafın arkasına yerleşip, konumu incelemeye başlayabilirsiniz. Bu noktada beklemedeki oyuncuyu doğru saptamış olmak elzemdir.Başlarda iki oyuncunun da ölü olduğu sanısına kapılabilirsiniz.
Oyunculardan birinin yüzüne tutacağınız aynanın üzerinde oluşan buğu hayatta olduklarını kanıtlar. Az sonra karşınızdaki oyuncu hafifçe dudaklarını nemlendirecek ya da gözlerini kısacaktır. Bunu takiben yavaş çekimli bir filmde genç bayana tuzluğu uzatan Clark Gable edasıyla bir taşı yerinden kaldıracak ve başka bir kareye bırakacaktır.Bu noktada tahtadan biraz uzaklaşmakta fayda var. Yaslanmakta oldukları kollarını ve üst üste attıkları bacaklarını değiştiren oyuncular sizi görmeseler de varlığınızdan size çarparak haberdar olabilirler. Bu esnada gerçekleşen her şey işitme yoluyla da duyumlanabilir.
Durum dinginliğe kavuşurken siz de diğer oyuncunun arkasına yerleşebilirsiniz.Dikkatinizi tahta üzerinde yoğunlaştırmakta güçlük çekebilirsiniz. Bu da bir iki optik numarayla çözümlenebilir. Örneğin siyah ve beyaz karelere uzun süre dikkatle bakarsanız, zıplayıp yer değiştirmeye başlarlar. Siyah kareler bir iki santim havalanıp, yavaşça beyaz karelerin üzerine binerler. Aniden odak değiştirirseniz bu sefer aynısını beyaz kareler yapacaktır. Şaşı kalmak korkusuyla gözlerinizi kapayacak olursanız, kafanızda satranç tahtasının pembe-yeşil bir modeli canlanır.
Siz bunlarla eğlenirken oyuncular bir sonraki hamle için hazır duruma gelirler.