Sene 1972. Tüm dünya nefesini tutmuş satranç dünyasının yaramaz çocuğu Fischer ile beyefendi Spassky’nin Dünya Şampiyonluğu için mücadelesini izlemektedir. Tahta başında oynanan sadece satranç değildir; bu aslında bir tür Amerikan ve Rus tarzı yaşamın mücadelesidir. Galip gelen oyuncu Dünya Şampiyonu olmakla kalmayacak, aynı zamanda mensubu olduğu rejimin daha zeki insanlar yaratabildiğinin ispatlamış olacaktır.
Türkiye’deki satranç severler de “Asrın Satranç Maçı”na ilgisiz kalmazlar. Tüm satranç severler arasında ise bir ismin çok ayrı bir yeri vardır; Bu isim İsmet Paşa’dır.
“Milli Şef” İsmet İnönü tüm gelişmeleri heyecanla izlemektedir. Fischer rakipleri Larsen ve Taimanov’u 6-0’lık inanılmaz skorlarla yendikten sonra ilk oyunu adeta intihar edercesine kaybetmiştir. İkinci oyuna da kamera gürültülerini protesto amacıyla çıkmayınca Fischer daha ünvan maçının başında 2-0 yenik duruma düşmüştür.
Ünvan maçını bırakmaya karar veren Fischer son anda maçın hakemi Lothar Schmidt tarafından ikna edilir ve üçüncü maça çıkar. Siyahlarla oynayan Fischer çok parlak biçimde oyunu kazanır. Sonraki oyunlarda da 3 galibiyet elde eden Fischer 8. oyun sonunda 4-2 öne geçmeyi başarmıştır.
Ünvan maçının devam ettiği sırada Maltepe’de Pempe Köşk’te kalmakta olan İsmet İnönü tüm bu heyecanlı gelişmeler üzerine etrafındakilere “Satranççı birini gönderin de anlatsın bakalım neler olup bitiyor” der ve “Aklı başında birini getirin” diye ekler.